Geri Geri

Beyindeki Açlık-Tokluk Devreleri: Neden Tok Olsak Bile Yemeye Devam Ederiz?

blog-image
  • 19 Haziran 2025

Açlık ve tokluk, günlük yaşantımızda sıkça deneyimlediğimiz doğal süreçlerdir. Ancak bu süreçlerin arkasında yalnızca mide değil, beyin tarafından yönetilen karmaşık sinirsel ve hormonal mekanizmalar yer alır. Modern nörobilim araştırmaları, bireylerin neden tok olduğu hâlde yemeye devam ettiğini anlamamıza ışık tutmaktadır.


Beyin Açlığı ve Tokluğu Nasıl Yönetir?

Açlık ve tokluk duyguları, beynin hipotalamus adı verilen bölgesinde bulunan belirli nöronlar aracılığıyla kontrol edilir. Bu nöronlar, vücuttan gelen hormonal sinyalleri değerlendirerek yeme davranışını başlatır veya durdurur.


AgRP Nöronları (Agouti-Related Peptide)

AgRP nöronları açlıkla ilişkilidir. Enerji seviyesinin düştüğü durumlarda aktive olan bu nöronlar, yeme davranışını teşvik eder. Özellikle uzun süreli açlıklarda ya da düşük kalorili beslenme düzenlerinde baskın hale gelirler.


POMC Nöronları (Proopiomelanocortin)

POMC nöronları ise toklukla ilgilidir. Besin alımı sonrası aktive olarak yeme davranışını bastırırlar. POMC nöronlarının etkinliği, leptin hormonu gibi toklukla ilişkili maddelerle doğrudan bağlantılıdır.

Bu iki nöron grubu arasında kurulan denge, sağlıklı bir beslenme davranışının temelini oluşturur. Ancak bu sistem dışsal ve duygusal faktörlerden etkilenebilir.


Hormonal Sinyaller: Leptin ve Ghrelin

Açlık ve tokluk duyguları yalnızca sinirsel sinyallerle değil, hormonal düzenlemelerle de belirlenir.


Ghrelin (Açlık Hormonu)

Mide tarafından salgılanan ghrelin, açlık hissinin oluşmasına neden olur. Özellikle uzun süre aç kalındığında ya da uyku düzeni bozulduğunda ghrelin düzeyi artar. Bu durum, bireyin yemek yeme isteğini önemli ölçüde artırabilir.


Leptin (Tokluk Hormonu)

Leptin ise yağ hücrelerinden salınır ve hipotalamusa tokluk sinyali gönderir. Ancak bazı bireylerde leptin direnci gelişebilir. Bu durumda kişi yeterince leptin üretse bile beyin bu sinyali algılayamaz, dolayısıyla kişi tok olsa bile yemeye devam eder.


Yeni Bilimsel Bulgular: Duyuların Açlık Üzerindeki Etkisi

2025 yılında Rutgers Üniversitesi tarafından yapılan araştırmalar, yalnızca hormonal değil, çevresel ve duyusal faktörlerin de yeme davranışı üzerinde etkili olduğunu ortaya koymuştur.

Yemek kokusu, görüntüsü veya daha önce edinilmiş deneyimler, beyindeki AgRP nöronlarını aktive edebilir. Örneğin yemek kokusu almak, bireyin fizyolojik olarak aç olmasa bile yeme davranışı göstermesine neden olabilir. Bu durum, “duyusal tetiklenme” olarak adlandırılır.


Duygusal Yeme ve Nöropsikolojik Bağlantılar

Yeme davranışı yalnızca fiziksel ihtiyaçlara değil, aynı zamanda duygusal duruma da bağlıdır. Özellikle stres, anksiyete, can sıkıntısı ve depresyon gibi duygular bireyleri yemeğe yönlendirebilir.

Bu süreçte beynin ödül sistemi, yani dopamin salınımı devreye girer. Özellikle yüksek kalorili ve şekerli gıdalar dopamin düzeyini artırarak geçici bir rahatlama sağlar. Ancak bu davranış kalıcı hâle gelirse “duygusal yeme” alışkanlığı gelişebilir.


Açlık-Tokluk Dengesi Nasıl Sağlanır?

Açlık ve tokluk dengesinin sağlanabilmesi için yalnızca fizyolojik değil, psikolojik farkındalığın da artırılması gerekir. Bunun için önerilen yaklaşımlar:


Bilinçli Yeme (Mindful Eating)

Yeme eylemi sırasında yalnızca yemeğe odaklanmak, yeme hızını yavaşlatmak ve her lokmanın farkına varmak bilinçli yeme davranışının temelini oluşturur.


Uyku ve Egzersiz

Yetersiz uyku, ghrelin düzeyini artırıp leptini azaltarak açlık hissini güçlendirir. Düzenli egzersiz ise bu hormonların dengesine katkı sağlar.


Psikolojik Destek

Açlık ve tokluk hissiyle baş edemeyen bireyler için psikolojik destek almak oldukça faydalıdır. Duygusal yeme alışkanlıklarının temelinde yatan sebeplerin keşfi, bireyin daha sağlıklı bir yeme düzeni oluşturmasına yardımcı olur.


Sonuç

Açlık ve tokluk duyguları sanıldığından çok daha karmaşık süreçlerle yönetilir. Beyin, hormonlar ve çevresel uyaranlar bu süreçte birlikte çalışır. Bu nedenle, yalnızca mideye değil, beyne ve duygulara da kulak vermek gereklidir.

Modern yaşamın getirdiği stres, hızlı tüketim kültürü ve dijital uyaranlar, açlık-tokluk devrelerinde doğal dengeyi bozabilir. Ancak farkındalık temelli yaklaşımlar ve gerekirse uzman desteği ile bu denge yeniden kurulabilir.


Kaynakça

  • Chen, Y. et al. (2025). Neural regulation of feeding behavior in mammals. Rutgers University Neuroscience Division.

  • Berthoud, H. R. (2011). Mind versus metabolism in the control of food intake and energy balance. Physiology & Behavior.

  • Schwartz, M. W. et al. (2000). Central nervous system control of food intake. Nature.

  • Harvard Medical School (2024). How hunger and satiety work in the human brain.